22 Aralık 2011 Perşembe

Brian Clough'u hatırlayan var mı?

Sanırım futbola gönül vermiş hemen hemen her insan FM adlı oyunu en azından bir kere dahi oynamıştır. Faal futbolun bir şekilde dışına atılmış insanlar için hayallerini yaşatacak yegane oyundur. İstediğiniz takımın başına geçer, kulüp yönetiminin izin verdiği ölçekte transferler yapar, kendi teknik kadronuzu kurar ve seçtiğiniz takım ile başarıdan başarıya koşma ümidi ile bazen bir gününüzü bile bu oyun için göz kırpmadan harcarsınız -hem de vaktin nasıl geçtiğini anlamadan- Bu oyuna ilk başlama veya menajerliğe ilk adım evresi atlatıldıktan sonra yaklaşık 3 4 FM yılı geçtikten sonra büyük camialarda görev almak, büyük topçularla başarılara ulaşmak keyif vermemeye başlar seçilen takımlar biraz daha küçülmeye başlar... -Espanyol, Napoli, Roma, Everton, Fulham, Kayseri Spor gibi- Orta ölçekli bu takımları yönetirken tüm tecrübe, bilgi orta konulur ilk sene lig üst sıralarda bitirilir bir kaç önemli transfer yapılır ve yeni sezona süper bir motivasyon ile girilir. İlk alınan yenilgi veya takımın 4 5 maç iyi gitmemesi "acaba takımı bıraksam mı?" sorularını birlikte getirir. Kimisi "emekli ol"ur kimisi de devam eder zamanla UEFA gibi Uluslararası çapta başarılara imza atılır ve nihayetinde bu evre de geçilmiştir...



Artık daha büyük hayaller peşinde ikinci hatta üçüncü liglerden takımlar seçilir ve ilk hedef  bu takımlara küme atlatmaktır. Serbest oyuncular aratılır ilk ismini bildiklerimize kontratlar önerilir -çoğu zaman özelliklerine, yaşına dahi bakmayız ilk defa küçük bir takım alıyorsak- onlardan sonra diğer bir kaç futbolcuya göz gezdirip doğru kiralamaya uygun topçulara bakılır. Seçilen takımın durumuna göre ligin zorluğuna göre takımın uyumu v.b. unsurlar başarının gelip gelmeyeceği hakkında birinci derecede önemlidir bazen bu başarı hiç gelmez bazen de zor ve meşakatli bir yolun nihayetinde ona ulaşırız. İşte bu takımlar ile elde edilen başarılar Barcelona'da Real Madrid'de Inter'de yaşamış olduğunuz başarılardan bin kat daha değerlidir sizin için.

Daha sonra ne mi olur? Oyun sıkar yeni bir sezon açılır -belki açılmaz- ve daha da küçük takımlar ile daha büyük hayallere adım atarız...

Aslın küçük takımlar ile büyük başarılara imza atma hayali sadece oyunlarda gerçek olmuyor. Futbol tarihi ikinci üçüncü lig hatta kasaba takımlarıyla inanılmaz başarılara imza atan teknik direktörler ile doludur. Bu hayalperestlerden günümüzde en çok tanınmış olanı hiç şüphe yoktur ki Brian Clough adındaki bir İngiliz'dir. Futbolun sadece popüler kısmı ile ilgilenenler bu futbol dahisini tanımayacaklardır. Trilyonlar harcanarak oluşturulan takımlar ile şampiyonluk yaşayan teknik direktörlerin ne kadar büyük adamlar oldukları aslında dahi oldukları aylarca yazılıp çizilirken Derby ve Nottingham Forest gibi kendi döneminde birer kasaba takımı olan bu kulüpler ile Avrupa'da inanılmaz başarılara imza atmış İngiltere Premier Lig'de şampiyonluk yaşamış olan Brian Clough'un esamesi bir gün olsun dahi okunmaz... Peki kimdir bu futbol dahisi?

Ansiklopedik bilgilerini kısa bir şekilde verecek olursak; 1935 senesinde İngiltere'de dünyaya gelmiştir.İngiltere'nin Kuzeyinde bulunan Middlesbrough şehrinde dünyaya geldikten sonra futbola merak sarmış ve arkadaşları ile okul takımında oynarken  Billingham Synthonia FC takımı teknik direktörü tarafından keşfedilip takıma alınmıştır. Kısa bir süre sonra Billingham Synthonia FC ile Gateshead, Takımları arasında oynanan maçı izleyen dönemin Middlesbrough scoutlarından Tim McCarty tarafından beğenilmiş ve takıma kazandırılmıştır. 17 Eylül 1955'Te Barnsley FC'ye karşı oynadığı maç kariyerindeki ilk resmi maç olarak kayıtlara geçecek ve üç sezon boyunca takımının en çok gol atan futbolcusu olma özelliğini elinde bulunduracaktır ve bu üç sezonda takımının lig tarihinde en çok gol atan üçüncü futbolcusu olarak tarihe geçecektir. (197 Gol) Takım kaptanı ve teknik direktörü ile kavga ettikten sonra 1961 senesinde çok sevdiği Middlesbrough’dan ayrılarak Sunderland AFC’ ile kontrat imzaladı. Sunderland’de de gollerini devam ettirerek 61 maçta 54 gol atarak oldukça başarılı bir grafik sağladı. 1962'de Bury FC ile oynanan maçta rakip takım kalecisi Chris Harker ile çarpışarak(!) dizinden sakatlandı 3 yıla yakın dizinden bir dizi ameliyat olduktan sonra faal futbol hayatını noktaladı. Sunderland takımı bir süre sonra koçluk teklifi ile Clough’un kapısını çaldığında aldıkları cevap olumlu oldu ve 1965 senesinde Clough futbola geri döndü.


 Yaklaşık 6 ay sonra  Hartlepools United takımı Clough’a teknik direktörlük teklifinde bulundu O’nun da bu teklifi kabul etmesi ile birlikte 30 yaşında İngiltere’nin en genç teknik direktörü ünvanını kazanarak çalışmalarına başladı. Peter Taylor ile bu dönemde tanıştı ve O’nu yardımcılığına getirdi. İki yıl boyunca görev yaptığı Hartlepools United takımı ile kayda değer bir başarı sağlayamayan Clough 1 Haziran 1967’de Derby United’dan gelen teklifi kabul etti. Bu olay Clough’un hayatının kırılma anıdır. Artık Clough efsane olma yolunda ilerlemeye başlamıştır. Derby’nin başında çıktığı ilk 8 maçta sadece 3 galibiyet alabilmişken sonraki zamanlarda takım rayına oturmuş ve hiç beklenmedik bir şekilde ligi şampiyon olarak tamamlamıştır. Clough bu sene en başarılı ve en genç teknik direktör ödüllerini kazanarak ülke çapında tanınır bir hale gelmişti. Derby United Premier ligde beklenmedik bir şekilde üst sıralar için mücadele etmeye başladığında spor yazarlarının ortak kanısı bu başarılı performansın kısa vadeli olacağı yönündeydi ama yanıldılar. 1971-1972 sezonunda Leeds United ile girdiği amansız mücadeleyi Leeds’in son maçını kaybetmesiyle kazanarak takım tarihinde ilk defa Premier Lig şampiyonluğunu kazandırdı. Bir önceki sene kazanılan Watney Cup ve aynı sene içerisinde kazanılan FA Cup şampiyonlukları Clough’u İngiltere’nin en çok konuşulan teknik direktörü haline getirdi… Bu başarıdan bir sene sonra Avrupa’da da oldukça başarılı sonuçlar alan Clough’un Derby’si Şampiyon Kulüpler Kupasında çeyrek finalde Juventus’a 3-1 yenilerek kupadan elendi. Bu maçtan sonra yeni transferler ve maaşında artış talep eden Clough’un yönetimle arası açıldı ve bir televizyon konuşmasında Derby yönetimini cimrilik ve amatörlük ile suçladıktan sonra takımdan yardımcısı ve en yakın arkadaşı Peter Taylor ile  kovuldu.. 


 Bu ayrılıktan bir ay sonra Brighton & Hove Albion FC takımının başına geçti. Peter Taylor’u yardımcılığına getirdi. Clough Brighton’da kötü bir sezon geçirdi ve takımı üçüncü lig içerisinde 19. Sıraya kadar geriletti. Sezon sonun da Brighton bir takım talepler ile yeni bir sözleşme önerdi fakat Clough bu taleplerin kendisini kısıtlayacağını düşünerek reddetti ve 1977’de takımdan ayrıldı. Taylor ise onun yerine teknik direktörlüğe getirildi.


Bu arada tarihinin en parıltılı dönemini yaşayan Leeds United takımının teknik direktörü  Don Revie görevini milli takımı çalıştırmak için bıraktı. Revie’nin de referansı ile Clough Leeds United’ın başına geçti. Fakat Leeds United’da da oldukça başarısız oldu ve 44 gün sonunda takımdan kovuldu…

Derby’den sonra hiçbir takımda bir başarı sağlayamayan Clough 6 Ocak 1975 senesinde İngiltere ikinci liginde mücadele eden Nottingham Forest ile anlaştı. Nottingham yönetimi Taylor’u yardımcı koç olarak takıma kattı ve Clough ve Taylor ikilisi yine buluştu. Daha sonraları tekrar kavga ederek ayrılacak olan bu efsane ikilinin yönettiği Nottingham Forest ligi 52 puan toplayarak kapattıktan sonra play-offlara katılarak bir üst lige terfi etti. Bu Nottigham Forest efsanesinin başlangıcıydı. Premier Lig’deki ilk senesinde kendi taraftarı dahi ihtimal vermiyorken Liverpool takımına tam yedi puan fark atarak takımın tarihinde ilk ve tek şampiyonluk kupasını müzesine götürmüş oldu. 



O sezon Premier Ligin en başarılı teknik adamı ödülünü kazandı. 26 Kasım 1977 ile 9 Aralık 1978 tarihleri arasında oynadığı 42 lig maçında yenilgi almaması İngiltere Lig tarihine ve Nottigham Forest tarihine geçti. Artık Clough yaşayan en iyi teknik direktörler arasında gösteriliyor BBC’de belgeselleri yayınlanıyordu. Sonraki sezonda Premier Lig Şampiyonluğu kaybedilmiş olsa da Community Shield ve İngiltere Lig Kupası kazanılmış ve daha da önemlisi  Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Malmö FF devrilerek kupa kazanılmıştı.  Bütün bu başarılar Clough’lu Nottingham Forest’a yetmemiş aynı sezonun yaz ayında UEFA Super Cup’ta Barcelona 2-1’lik bir skor ile devrilerek Avrupa’nın en büyüğü olunmuştu. Artık Clough bir efsaneydi, şehirde heykelleri hatta kendi ismini taşıyan stadyumu vardı. Sonraki sezonda ise lig beşinci sırada bitirilirken geçen sezon kazanılan Şampiyon Kulüpler Kupası’nda başarı tekrarlanıyordu. Almanların güçlü Hamburger takımı 1-0 ile geçilirken Clough’lu Nottingham Forest Avrupa’da ki son başarısını yaşıyordu…

Bundan sonraki seneler de Nottingham Avrupa’da eskisine nazaran bir başarı gösteremedi Lig Şampiyonluğu yarışında da pek bir etki gösteremedi. 1988-89 senesinde kazanılan Lig Kupası ve 1989-1990 senesinde FA Cup ikinciliği Clough’un o sezondan sonra kazandığı başarılar olarak tarihe geçti.

Takımdaki yıldız oyuncuların ayrılması Clough’un Taylor ile tartışıp Taylor’un takımdan asyrılması takkımda yaşanan maddi problemlerin etkisi ile başlayan gerileme süreci 1992–93 sezonunda zirveye ulatı ve
Nottingham Premier lige veda etmi… 16 sene önce Premier lige çıkarttığı takımın tekrar alt lige düşmesinin bütün nedeninin kendisi olduğunu açıklayan Clough takımdan istifa etti. Daha sonra da hiçbir takım ile çalışmadı…

20 Eylül 2004 senesinde mide kanseri nedeni 69 yaşında hayata gözlerini kapayan Clough mazisinde 2 Premier Lig Şampiyonluğu, 2 Şampiyon Kulüpler Kupası, 1 UEFA Super Kupası, 4 İngiltere Lig Kupası, 1 İngiltere Birinci Lig (Championship) Şampiyonluğu ve 1 tane de Community Shield kupası kazanarak büyük bir teknik direktör olduğunu herkese kabul ettirmişti.

Clough’un asıl başarısı birinci hatta ikinci lig takımları ile bu başarıları sağlamasıydı. Bu yazıyı okuduktan sonra FM’yi hala büyük takımlarla mı oynayacaksınız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder